Bakan Nebati’nin açıklamaları şu şekilde: Böylesi güzel bir günde, her insanı büyük ideallerle sahip Dünya Cenneti Mersin’imizde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyor, hepinizi dostluk ve muhabbetle selamlıyorum.
Bizler, bildiğiniz gibi iş dünyamızla her daim farklı platformlarda bir araya geliyor ve istişarelerde bulunuyoruz. Buna da son derece önem veriyoruz.
Ancak bugün sizlerle Mersin’deki bu buluşmamıza özel bir değer veriyorum. Bugüne kadar devam eden iş birliğimizi Mersin için inşallah çok daha ilerilere taşıyacağız.
Tekraren ifade etmek isterim ki Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bizler somut rakamlardan, gerçek sonuçlardan bahsediyoruz.
Geçmişten bu yana ülkemizin kronik hale gelen bütçe açığı sorununa AK Parti hükümetlerimiz döneminde bizler son verdik.
Kamu borç stokunu önemli ölçüde azaltırken sosyal güvenlik sisteminde önemli reformları hayata geçirdik ve mali sürdürülebilirliği tesis ettik. 7
Yaptığımız düzenlemelerle, bankacılık sektörünün finansman sağlama işlevini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine imkân tanırken; sermaye yapısını güçlendirdik ve aktif kalitesini de iyileştirdik.
90’lı yıllarda bir türlü dikiş tutturamayan koalisyon hükümetlerinin uyguladığı hatalı ve istikrarsız politikalar, ekonomimizde ve ülkemizdeki güven ortamında büyük bir tahribata sebep olmuştu.
‘FAİZLERDE ÖNEMLİ BİR DÜŞÜŞ SAĞLADIK’
Uyguladığımız sağduyulu ve kararlı politikalarla bu hasarı ortadan kaldırdık, ekonomiye yönelik beklentileri ve güveni iyileştirerek faizlerde önemli bir düşüş sağladık.
‘KİŞİ BAŞI GELİR BAKIMINDAN ÜST-ORTA GELİR GRUBUNA YÜKSELTMEYİ BAŞARDIK’
Bu sayede, 90’lı yıllarda faize giden milletin kazancını eğitimden sağlığa, altyapıdan enerjiye, sosyal güvenlikten sosyal yardımlara, tarımdan sanayiye kadar geniş bir yelpazede yine bu millet için harcadık.
Bu gelişmelerin bir yansıması olarak ülkemizi kişi başına gelir bakımından dünyada üst-orta gelir grubuna yükseltmeyi başardık.
Elde ettiğimiz tüm bu stratejik kazanımlar sanki hiç yokmuş gibi davranmak ya tamamen bilgisizliktir ya da açık bir kötü niyet göstergesidir. 9
Unutulmamalıdır ki büyük emeklerle kaydettiğimiz bu kazanımlar, ekonomimizin yapısal kırılganlıklarıyla mücadele edebilmemiz için bize önemli bir temel sağlamıştır.
Yaşadıklarımız bize açık ve net bir şekilde göstermiştir ki tek başına faizi odağına alan para politikaları, ülkemizin yapısal sorunlarımıza çözüm üretememiştir. Tam aksine yüksek faiz ortamında yaşanan kısa vadeli sermaye girişleri, yapısal sorunların daha da derinleşmesine yol açmıştır.
Bu nedenle, ülkemizin iç dinamiklerini dikkate alarak yeni bir yol haritası çizmemiz, yeni bir politika seti belirlememiz elzem hale gelmişti. 10
Özellikle son yıllarda küresel salgın ve jeopolitik sorunlar başta olmak üzere üst üste gelen çoklu küresel krizler, tüm dünyada hızlı ve kökten bir değişim ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
Bölgeselleşme, kendi kendine yetebilme gibi kavramların ön plana çıktığı bu yeni dönemde; gelişmiş ekonomiler tarafından “tek doğru” gibi lanse edilen, ezbere uygulanan konvansiyonel yöntem ve reçetelerin gelişmekte olan ekonomiler için yetersiz kaldığı açıktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile elde ettiğimiz hızlı karar alma ve harekete geçebilme kabiliyetimiz sayesinde, Türkiye Ekonomi Modeli’ni 2021 yılı sonunda devreye aldık.
Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında uyguladığımız politikaların başarısı, sadece büyümede değil, istihdamda, ihracatta ve turizmde de Cumhuriyet tarihimizin en iyi sonuçlarını elde etmemizle birlikte tescillenmiş durumdadır.
‘TÜRKİYE EN HIZLI BÜYÜME PERFORMANSI SERGİLEYEN ÜKELERDEN BİRİ OLDU’
Türkiye, 2022 yılında yüzde 5,6 ile dünyada en hızlı büyüme performansı sergileyen ülkelerden biri olmuştur.
Makine teçhizat yatırımları 13 çeyrektir büyümeye devam ederken, üretim kapasitemiz artışını sürdürmektedir.
Ekonomik aktivitedeki iyileşmeye işgücü piyasası da eşlik etmiştir. İstihdam, salgının en şiddetli dönemine kıyasla yaklaşık 6,5 milyon kişi artarak 2023 yılı Şubat ayı itibarıyla toplam 31,5 milyon kişiye ulaşmıştır.
Küresel tedarik zincirlerinde yaşanan sorunları da avantaja çevirmeyi başaran ülkemiz, ihracatını 255 milyar doların üzerine yükseltirken, küresel ihracattaki payımız da artmıştır.
‘TURİZM GELİRİ İLE REKOR KIRDIK’
Diğer birçok ülke, turizmde halen salgın kaynaklı yaralarını sarma aşamasındayken, biz 2022 yılında 51,4 milyon ziyaretçi ve 46,3 milyar dolar turizm geliri ile rekor kırdık.
Üstelik tüm bu başarılar, küresel ekonominin oldukça zorlu bir süreçten geçtiği bir dönemde elde edilmiştir.
Bilinmelidir ki bu zor dönemde kaydetmeyi başardığımız tüm bu somut başarı ve kazanımlar, bugüne değin salt siyasi veya iktisadi çıkar kaygılarıyla karamsar tablolar çizmek dışında hiçbir şey yapmayanları nasıl ki hep boşa çıkarttıysa, bundan sonra da asla farklı olmayacaktır.
‘TÜRKİYE YÜZYILI’NDA GÜÇLÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Türkiye Yüzyılı’nda da siyasi ve ekonomik istikrarla birlikte güven içinde kapsayıcı, dengeli, sürdürülebilir ve güçlü büyümeye devam edeceğiz.
Yatırımların hizmetler ve inşaattan ziyade yüksek katma değer ve teknoloji odaklı sanayi sektörleri ile turizm gibi üretken alanlara yönelmesini desteklemeye devam edecek, Kredi Garanti Fonu kapsamındaki selektif kredi yaklaşımımızı güçlendireceğiz.
Kapsayıcı ve dengeli büyümeden halkımızın tüm kesimlerinin yararlanabilmesi için sosyal refahı esas alan, istihdam dostu politikalar önceliğimiz olmaya devam edecektir.
‘DAHA FAZLA İŞ İMKANLARI OLUŞTURACAĞIZ’
Son dönemde tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşan istihdam piyasamızda daha fazla ve daha nitelikli iş imkânları oluşturacağız.
İşgücü piyasasının yeşil ekonomi, döngüsel ve dijital ekonomi ile iklim değişikliği sebepli dönüşümlere hızla adapte olmasını sağlayacağız. Ortaya çıkan beceri ihtiyaçlarını karşılayarak yeni istihdam fırsatları oluşturacağız.
Kadınların ve gençlerin işgücüne katılımında gelişmiş ülkeler seviyesini önce yakalayıp sonra da aşarak büyüme potansiyelimizi istikrarlı bir şekilde artıracağız.
Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı’nı kararlılıkla uygulayarak kayıt dışılıkla mücadelemizi güçlendireceğiz.
Halkımızın refahının artması, sosyal adalet ve gelir dağılımının iyileşmesi için enflasyonda kalıcı düşüşün sağlanması, Türkiye Yüzyılı’nda vazgeçilmez hedefimiz olacaktır.
Fiyat istikrarını temin ederek kaynakların verimli alanlarda kullanılmasını, sürdürülebilir büyümeyi ve ekonomik refahı destekleyeceğiz.
Bu çerçevede finansal istikrarı güçlendiren, Türk lirasına güveni artıran politikalar uygulayacağız.
Ayrıca gıda arz güvenliğinin temini ve tarımsal maliyetlerin düşürülmesi için Fiyat İstikrarı Komitesi, Gıda Komitesi ve Finansal İstikrar Komitesi gibi komitelerimizdeki çalışmalarımızı tam koordinasyon içerisinde sürdüreceğiz.
Bu çerçevede para, maliye ve makro-ihtiyati politikalar arasındaki eşgüdümü daha da kuvvetlendireceğiz.