Trabzonspor’un “ahlarla vahlarla” yitireceği vakti yoktu aslında. Yönetimin, daha doğrusu başkan ile birkaç kurmayının teknik direktör ve oyuncu tercihlerinde yaptığı yanlışların bedeli, maalesef ödenmeye devam ediyor.
Oysa Abdullah Avcı’nın ikinci dönemiyle birlikte hakim olmaya başlayan iyimser havanın sürmesi için, Sivasspor deplasmanı kazasız atlatılması gereken bir virajdı.
Lakin yer etmiş olumsuz alışkanlıkların değişmesi kolay değil. Buna bir de taktik anlamdaki yanlışlar eklenince, sıkıntılı anlar yaşamak kaçınılmaz oluyor.
Bakıyorum travma yaratan ilk yarım saate; Trabzonspor orta sahası oyunda hiç yoktu. Çok tutuktu. Abdülkadir- Mendy ikilisinin etkisizliği bu bölgeyi adeta yol geçen hanına çevirdi. Sivasspor’da topa sahip olan kah yüreyerek, kah koşarak kolayca geçti rakip yarı alanı. Kocaman bir boşluk vardı yeşil alanın göbeğinde.
Sağda Pepe’nin, karşı tarafta Visca’nın ve hücum hattının hemen gerisinde Bakasetas’ın savunma anlayışından uzak kalmaları Sivasspor’un atak hazırlığı bile yapmaya gerek duymadan topu Trabzonspor kalesine taşımasını sağladı.
Ve 20 dakikada gelen iki şok gol. Aslında geliyorum dediler. Hevesi kırılmasın ama, kaleyi devralan Muhammet Taha kritik pozisyonlarda tecrübesizliğini hissettirdi. Abdullah hocanın zorlu görevleri arasına yedek bekleyen kalecisini hazırlamak da eklendi. Yerli yersiz eleştirenlere soruyorum; “Şimdi anladınız mı kaptan Uğurcan’ın değerini?..”
İşler kötü giderken oyuna ortak olmak ve maçı çevirmek kolay değildir. Bazen istenmeyen sakatlıkların getirdiği değişiklikler de kaderini etkileyebiliyor mücadelenin. Baniya 39. dakikada yerini Trezeguet’e bırakmıştı ki, o ana kadar varlığı tartışılan Pepe çıktı sahneye, klas bir plase ile Trabzonspor’u ayağa kaldıran golü kaydetti.
Bu değişiklik bordo-mavili ekibin sahadaki dağılımını da etkilerken, savunmada risk almasını yol açtı. Mendy stopere yerleşti. Visca klasik görev bölgesi sağ kanada, Trezeguet onun bıraktığı sol çizgiye geçti. Pepe forvet arkasında pozisyon alırken, Trabzonspor rakip alanda çoğalmaya başladı. Onuachu’nun eşitlik sayısında yaşanan yoğun pas trafiği, bu bölgedeki sayısal üstünlüğün getirisi oldu.
Maç ikinci yarıda yeniden başladı adeta. İlk 45 dakikalık bölümde yapılan hatalardan ders çıkarmak ve bunlara önlem almak gerekiyordu. Trabzonspor’un yediği ilk golde hücuma çıkarken kaptırılan topun faturası ağır olmuştu. 67. dakikada ise Eren’in orta alanda benzer hatayı tekrarlaması, Manaj’ın harika golüne zemin hazırladı.
Özellikle bu tarz maçlarda yedek kulübesinin gücü önemlidir. Abdullah hocanın tekrar yenik duruma düştükten sonra Enis’i ikinci forvet olarak sahaya sürmesi hemen karşılık buldu. Genç oyuncunun soldan kestiği ortada gol dokunuşunu Trezeguet yaptı. Yardımcı hakemin ofsayt bayrağı, VAR incelemesinden dönünce skora da eşitlik geldi.
Karşılıklı atılan altı gol maçı izlemeyenleri yanıltmasın. Futbol adına pozitif olan tek şey, zorlu koşullarda sergilenen üst mücadele idi. Bu kadar çok hata skor zenginliğini ortaya çıkardı. Alkışlar sadece gollere.
Trabzonspor kazanamadığı için üzülmesin, böyle bir maçta cebe konan tek puan iyidir. Önemli olan inişli-çıkışlı grafik sergilediği maçı kaybetmemesi idi.