Tarihin en büyük deprem felaketlerinden biri ile sarsılan Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli iki deprem 10 ilde yüzelerce binayı yıktı, çoğunda hasar bıraktı. Depreme karşı en güçlü finansal önlemlerden biri ‘Zorunlu Deprem Sigortası’ olarak biliniyor. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) verilerinde depremden yara alan 10 şehrin toplam konut sayısı 2 milyon 175 bin. Kahramanmaraş’ta yüzde 54, Malatya’da yüzde 53, Gaziantep’te yüzde 63, Hatay’da yüzde 40, Adana’da yüzde 46, Kilis’te yüzde 60, Adıyaman’da yüzde 45, Diyarbakır’da yüzde 34, Şanlıurfa’da yüzde 53, Osmaniye’de yüzde 43 sigortalılık oranı bulunuyor. Bu şehirlerde yaşayan vatandaşların hasar konusunda ‘ihbar’ süresi endişesini ise DASK giderdi. DASK’tan yapılan yazılı açıklamada “Evleri depremde hasar gören Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) poliçesi sahiplerinin DASK’a hasar bildirimi yapması ile ilgili bir zaman sınırlaması bugüne kadar hiç uygulanmamış ve uygulanmayacaktır” denildi.
Sigortalı lehine
DASK’ın genel şartlar hükümlerinde “Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç on beş iş günü içinde DASK’a bildirme yükümlülüğü” maddesi hatırlatılarak ele alınan kaygılı duruma açıklama getiren kurum, “Kurumumuz, sigortalıların haberdar olma zamanını tam olarak tespit edemeyeceğinden ilgili maddeyi sigortalı lehine değerlendirmektedir. Dolayısıyla sigortalılarımız herhangi bir sınırlama olmaksızın hasar bildiriminde bulunabilirler. Hatta kurumumuz, önceki depremlerde olduğu gibi bu depremde de yıkıldığı tespit edilmiş binalarda sigortalı ihbarını dahi beklemeksizin sigortalılarımıza hasar ödemelerini gerçekleştirmektedir” ifadelerini kullandı.
Prim artışına açıklama
Zorunlu deprem sigortası için 7 risk bölgesi ve bunlara göre farklı fiyat tarifesi bulunuyor. 2023 yılı sigorta bedelinin belirlenmesine esas metrekare bedelleri betonarme yapılar için 1.508 TL’den 3 bin 16 TL’ye, diğer yapılar için 2 bin 80 TL’ye çıkmıştı.
En yüksek teminat tutarı ise 640 bin lira olmuştu. Bu açıdan prim bedelleri konusuna da açıklama getiren kurum tarafından, teminat miktarı arttıkça prim miktarının da arttığı, bunun zorunlu bir sigorta olması sebebiyle, primlerin ödenebilir bir seviyede tutulmasının amaçlandığı ifade edildi.
‘Bir vergi değildir’
Zorunlu Deprem Sigortası bazen kamunun ‘deprem vergisi’ uygulamasıyla karıştırılıyor.
Bu kavram karmaşasına karşı da bilgi veren açıklamada, “1999 yılında meydana gelen büyük Kocaeli depremi sonrasına denk gelen tarihte kanunlaşmış ve kamu kaynaklarından bağımsız bir sigorta fonu oluşturmak amacıyla 2000 yılında kurulmuştur. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalılara verilen teminat karşılığında aldığı primler ile bir deprem teminat havuzu oluşturmaktadır. Bu havuz devlet kaynaklarından tamamen bağımsızdır… Sonuç olarak DASK, finansal açıdan kamu kaynaklarından tamamen bağımsızdır ve sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası bir sigorta ürünüdür” denildi.