Mert İnan – Son depremlerin ardından olası Büyük Marmara Depremi’ne ilişkin endişeler de artmış durumda. Bilim dünyasında Marmara’daki riskli faylar üzerine tartışmalar sürerken, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Milliyet aracılığı ile önemli mesajlar verdi.
Marmara Denizi’nde oluşacak büyük depremin İstanbul başta olmak üzere, Kocaeli, Tekirdağ, Yalova, Bursa, Sakarya, Balıkesir gibi kentleri de etkileyeceğini dile getiren Prof.Dr. Özener, “17 Ağustos’ta İzmit’teki sarsıntı Avcılar’da yıkıma yol açtı. Olası büyük Marmara depremi 200 km bir alanda yıkıcı etki yaratacak. Marmara’ya kıyısı olan kentler risk altında. Fay tek parça da kırılsa, iki parça da kırılsa 7 ve üzerinde deprem üretecek. Vakit kaybetmeden İstanbul’da 70 ile 90 bin arasında olduğu telaffuz edilen çürük yapıların güçlendirilmesi, olmuyorsa yıkılıp yeniden yapılması için enerji harcamalıyız” dedi.
Marmara’da enerji birikiminin olduğu alanlar neresi?
“Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun bir parçası olan Kuzey kol, İzmit körfezi boyunca devam edip, Adalar önünden geçerek, Marmara denizi kuzeyinden Saroz Körfezi’ne ulaşıyor. Çınarcık Körfezi ile Marmara Adası arasında kalan kısımda gerçekleşen en son büyük deprem 1776 yılında meydana geldi. Bu fay zonunda önemli ölçüde sismik enerji birikiyor.”
İstanbul özelinde riskli yerleşim alanları nereleri?
“İBB’nin kent genelinde hayata geçirdiği mikro bölgeleme çalışmaları var. Fay hattına ne kadar yakınsanız, depremden olumsuz etkilenme riskiniz o derece yüksek olacak. İstanbul için Marmara kıyısına komşu alanlar, kuzeydeki yerleşim alanlarına göre daha riskli.”
Can kaybı veya hasarın boyutu ne olur?
“İBB’nin Marmara’da 7.5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosuna göre can kaybının 40 bin olacağı öngörülüyor. Ancak bu iyimser bir tahmin olarak duruyor. 7 üzeri bir depremde maalesef daha çok can kaybımız olması kaçınılmaz.”
İstanbul’da olası depreme yönelik lojistik hazırlıklar yeterli mi?
“Olası büyük deprem sonrası İstanbul’a yardım civar kentlerden gelecek. Bu nedenle özellikle Kırklareli, Sakarya, Düzce, Edirne, Bilecik gibi kentlerde lojistik birimlerinin güçlendirilmesi önemli. Evi veya yakının evi yıkılan bir görevli ister istemez yakınlarının can derdine düşeceğinden, özellikle çevre kentlerdeki kurtarma ve gönüllülerin eğitimi ile lojistik birimlerini güçlendirilmesi çok önemli.”
‘Balıkçılar kabloları kopardı’
Deprem araştırmaları için Marmara Denizi tabanına yerleştirilen fiber optik kablolaran balıkçıların zarar verdiğini söyleyen Prof.Dr. Özener, şöyle devam etti: “Deniz tabanının bin 200 metre derinliğine bile cihazlar yerleştirildi. Ölçüm ve takip sistemleri için 70 kilometre fiber optik kablolar döşenmişti. Trolle avlanan balıkçılar ise 7 yıl önce kabloları parçaladılar, cihazlar zarar gördü. Bunun yerine Marmara Denizi içinde, Türk-Japon projesi kapsamında deniz tabanı sismometre cihazlarında depolanan bilgileri belli periyotlarda inceliyoruz. Kopan kabloların yerine günümüz teknolojisinde şamandıra şeklinde bir cihaz da konulabilir. Şamandıradaki sistem üzerinden uydu aracılığı ile aktarım yapılabilir. Ancak bu sistemin kurulması yaklaşık 1-2 milyon Euro civarında. Sistemin yeniden hayata geçmesi için sponsor arıyoruz.”
‘5 saniyede ulaşacak’
Erken uyarı sistemi nedir, nasıl çalışır?
“Marmara Bölgesi’nde 5’i deniz dibinde, 10 tanesi de kara da olmak üzere toplam 15 adet deprem erken uyarı istasyonu kuruldu. Bu istasyonlardaki ivme ölçer cihazları sayesinde, depremin yıkıcı dalgaları kent merkezine ulaşmadan erken uyarı veriyor. İGDAŞ şebekesine kurulan risk azaltım sistemi sayesinde 5 saniye öncesinden gaz akışı otomatik olarak kesilecek. Erken uyarı sisteminin hayat kurtaracağı gibi bir yanlış algı söz konusu. Deprem dalgaları İstanbul’a 5 saniyede ulaşacak. Erken uyarı doğalgaz, elektrik şebekeleri veya petrokimya tesisleri gibi sistemlerin durdurulması için hayati öneme sahip. Yoksa depremi 10-15 dakika önceden haber verecek sistem dünyada mevcut değil.”