Gökyüzünü fethederek binlerce metre yukarı çıkabilen insanoğlunun söz konusu deniz olunca katedebildiği mesafe dramatik şekilde düşüyor. Marmara Denizi açıklarında seyir hâlindeyken batan ‘BATUHAN A’ isimli geminin kayıp 5 mürettebatını arama çalışmalarında 51 metre derinlikte özel eğitimli dalgıçlarımız görev alırken, 24 yıl Deniz Kuvvetleri’nde görev yapmış, derinsu dalgıcı ve dalış eğitmeni Murat Kulakaç hazırlığın ve planlamanın önemine vurgu yapıyor: “Tüm dalış operasyonları iyi bir hazırlık üzerine kurgulanır. Dünyada dalışın temelini ABD’li donanma dalgıçları atmıştır, farklı dalış disiplinleri oluşturmuşlardır. Bu nedenle dünyada 70’ten fazla farklı dalış disiplinleri vardır. Fakat temelde hepsi US Navy Diving Manual’ı baz alır. Ülkemizde de durum farklı değildir. Türk Deniz Kuvvetleri birebir bu kılavuzu kullanır; her yıl değişimleri takip eder ve dünya standartlarında eğitimler devam eder. Sivil sektör de bu sistemleri aynı şekilde uygular. Yetişmiş, deneyimli bireyler her zaman operasyon yönetiminde en üst seviyededir. Bizim de acilen, ciddi anlamda yeniden bir sinerji ile yeniden yapılanmaya gitmemiz lazım.”
Geçmişe baktığımızda haberlere yansıyan farklı ülkelerdeki büyük çaplı arama kurtarma çalışmalarını hatırlıyoruz.
Kursk denizaltısı (2000)
12 Ağustos 2000 tarihinde Rusya’nın nükleer denizaltısı “Kursk”de büyük bir patlama meydana gelir ve denizaltı batmaya başlar. 16 saat sonra ancak konumu tespit edilebilen denizaltını kurtarma çalışmaları başarısız olur. Rus Donanması dört gün boyunca dalış yapmaya çalışsa da dalış çanlarını bir türlü denizaltına yaklaştıramamıştır. Beşinci gün Rusya Devlet Başkanı Putin, İngilizler ve Norveçlilerden yardım almayı kabul eder. Rus denizcilerin eşlik ettiği uluslararası dalgıç ekipleri denizaltına ulaşmayı başarır. Ancak Ruslar askerî sırlar ortaya çıkmasın diye denizaltına sadece kendi dalgıçlarının sokulmasını ister. Nihayetinde Rus dalgıçlar “Kursk”a girmeyi başarır ve denizaltı içindeki cansız bedenlerin bazıları su yüzüne çıkarılır. Fakat daha sonra denizaltında hayatını kaybedenlerin aileleri cesetlerin çıkarılması için başka insanların hayatlarının tehlikeye atılmasını istemediklerini belirten açıklamalar yapar. Operasyonlara ara verilir. Bir yıl sonra iki Hollanda firması tarafından enkaz çıkarılabilmiş, olayla ilgili önemli bulgulara ulaşılabilmiştir.
“AS-28” (2005)
Yine Rusya’ya ait bir denizaltı hikâyesi. “AS-28” mini denizaltı 5 Ağustos 2005’de Kamçatka yakınlarında denizin 190 metre derininde dibe oturur. Yine başta Ruslar uluslararası yardım tekliflerini reddeder, ancak kurtarma çalışmaları başarısız olunca bu sefer İngilizler devreye girer. 7 Ağustos’ta denizaltı mürettebatı başarıyla kurtarılır. Mahsur kalan denizcilere ulaşıldığında sadece birkaç saat daha yetecek oksijen kaldığı anlaşılmıştır.
Tham Luang Mağarası (2018)
2018 yazında Tayland’da 12 çocuk ve antrenörlerinden oluşan bir futbol takımı, Tham Luang Mağarası’nda selde mahsur kalır. 11-16 yaşları arasındaki çocuklar ile antrenörü kurtarmanın neredeyse imkânsız olduğu söylenir. Alternatifler arasında şu planlar öne sürülür:
1- Muson yağmur sezonunun bitmesini beklemek, çocuklara gıda ve tıbbi ilaç yardımı yapmak.
2- Mahsur kalanların olduğu bölgeye oksijen borusu döşemek.
3- Alternatif girişler bulmak.
4- Çocuklara temel dalış eğitim vererek kendilerinin çıkmalarını sağlamak.
Çocukların bulunduğu bölgeye su basması ihtimali belirince uzman dalgıçlar tarafından çocukların birer birer mağaradan çıkarılmalarına karar verilir. Yakın tarihin belki de en muazzam uluslararası dayanışma örneği olan kurtarma operasyonuna dünyanın dört bir yanından gönüllü dalgıçlar katılır. 100 profesyonel dalgıcın yanı sıra 10 bin kişilik bir gönüllü ordusu bir koordinasyon merkezi kurar. 12 çocuk ve antrenör zorlu dalışlardan sonra başarıyla kurtarılır. Ancak çocuklar için hayatını riske atan Tayland Donanması emekli dalgıçlarından Saman Kunan vurgun yer ve hayatını kaybeder. Yine Tayland Donanması’ndan başka bir dalgıç Beirut Pakbara, mağarada kaptığı bir enfeksiyon sebebiyle bir yıl sonra yaşama gözlerini yumar.
Geçen yılın haziran ayında Titanik’in kalıntılarını incelemek için derin dalış yapan Titan isimli aracın batarak içindekilere mezar olması da denizin derinliklerinin insanlık adına halen fethedilmediğinin en büyük kanıtlarından biridir.