Yüksek mahkeme; evlatlık ve alt soyu evlat edinenin yasal mirasçısı olabileceğine; ancak evlat edinen, evlatlığın mirasçısı olamayacağı gibi evlat edinenin daha önce ölmesi halinde evlatlığın da evlat edinenin mirasçı olduğu kişilerin mirasçısı olamayacağına dikkat çekti.
Evlatlıkların miras hakkına yönelik tartışmaları Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki kararıyla yeni bir boyut kazandı. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin temyiz edilen kararını değerlendiren Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, evlatlık ve altsoyunun, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olacaklarını, evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam edeceğine dikkat çekti.
Kararda şöyle denildi: “Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olmazlar. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 314/2. maddesine göre evlatlık evlat edinene mirasçı olur. Aynı kanunun 500. maddesi hükmüne göre ise evlatlık ve alt soyu sadece evlat edinen yönünden kan hısımı gibi mirasçı olur. Evlat edinenin kendi miras bırakanlarından daha önce ölmesi halinde evlatlığın evlat edinenin miras bırakanlarına mirasçı olacağına ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olayda; miras bırakan 18.01.2016 tarihinde, miras bırakanın kardeşininse miras bırakandan önce 08.02.2007 tarihinde vefat ettikleri anlaşılmıştır. Miras bırakanın kardeşinden sonra ölmesi nedeni ile evlatlığının miras bırakanın mirasçısı olması yasadaki düzenleme gereği mümkün değildir. O halde mahkemece, miras bırakanın; mirasçılarının yalnızca Itır ve N. olarak belirlenmesi gerekirken miras bırakanın kendisinden önce ölen kardeşinin evlatlığı K.’nin de mirasçı olarak kabul edilerek mirastan pay verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.”