Spor gazeteciliğinin transfer gurusu olan Fabrizio Romano son olarak hayatımıza Mauro Icardi duyurusuyla girdi. Galatasaray Kulübü, geçtiğimiz yıl kiralık olarak kadrosunda bulunan, bonservisini almak için bir süredir Paris Saint Germain ile görüşmeler yürüttüğü Arjantinli futbolcunun gelişinin tamamlandığını, İtalyan gazetecinin görüntülü mesajıyla servis etti.
Kulübün sosyal medya hesaplarından paylaşılan videoda Romano, ‘Harika haberlerim var. Galatasaray yine büyük bir transfere imza attı. Sosyal medya hesaplarına bir göz at’ dedikten sonra kendisiyle özdeşleşen ‘Here we go’ (Hadi bakalım) ifadesini kullandı. Sonlanan transfer görüşmeleri için kullandığı bu tabire yer verilmesiyle, Icardi transferinin resmiyete kavuştuğu bilgisi de geçilmiş oldu.
Sarı-kırmızılıların, taraftarın heyecanla beklediği anlaşmanın nihayetlendiği haberini, ünlü muhabirle duyurması son derece yerinde oldu. Çünkü Fabrizio Romano için her şey, bundan yıllar önce yine Mauro Icardi ile başlamıştı. İlk büyük haberini bu futbolcunun Barcelona’dan ayrılmasıyla vermiş, ardından her şeyin çorap söküğü gibi gitmeye başladığı yeni evrenin kapılarını açmıştı.
BEKLENMEDİK TELEFON
On yedi yaşındayken memleketi Napoli’de İtalya’nın küçük spor sitelerine makaleler yazmaya başladı. Yayınlanmasını umduğu futbol hikayelerini bu web sitelerine ücretsiz olarak gönderiyordu. Barcelona’nın ünlü futbol akademisi La Masia’da çalışan bir kişi kendisine ulaştı ve akademiden genç bir futbolcuyu tanıtan bir yazı kaleme almasını talep etti. Telefonun öbür ucundaki kişi, Barcelona’dan ayrılmak isteyen Icardi’nin transferinde rol almak istiyordu. Fabrizio kendisinden istenen profil yazısını kaleme alırken, İtalyan menajer de futbolcuyu temsil etmeye başlamıştı.
Kurdukları kontak o zaman 18 yaşında olan Arjantinli futbolcunun Barça’dan Sampdoria’ya transfer olduğu bilgisinin de kendisine geçmesini sağladı. Fabrizio Romano’nun ‘ilk haberim’ dediği Icardi’nin Sampdoria’ya transferi de gerçekleşti. Ancak bu haberin etkisi son derece sınırlı kaldı çünkü oyuncu genç ve pek bilinmedik bir isim, gittiği kulüp ise büyük bir kulüp değildi.
Aynı oyuncunun bir süre sonra yapacağı yeni transferinin ise genç gazetecinin kendisini ele güne duyurduğu büyük bir sıçrama tahtası olduğunu Romano şu sözlerle anlatıyor: “İki yıl sonra menajer beni tekrar aradı ve kariyerinin başında ona yardım ettiğimi ve şimdi yardım etme sırasının onda olduğunu söyledi”.
TRANSFER GURUSU
Kaynağının kendisine aktardığına göre Mauro Icardi, Inter’e transfer olmak üzere Milano ekibiyle anlaşmıştı. Ancak bu anlaşma sezonun sonunda resmiyete dökülecekti. Genç gazetecinin haberi bir Inter taraftar sitesinde yayınlandı. Futbolcunun transferini, altı ay öncesinden haber vererek büyük sükse yapmasını ‘Her şeyin değiştiği an bu andı’ şeklinde tanımlıyor.
Bu olayın ardından tası tarağı toplayıp Napoli’den ayrıldı, futbolun ticari açıdan çok daha fazla kapılar açtığı Milano’nun yolunu tuttu. Burada bir televizyon kanalına içerikler üretecekti. Tesadüf odur ki kanalın kendisini görevlendirdiği ilk iş yine Mauro Icardi ile ilgiliydi. Arjantinli oyuncu da kendisi gibi Milano’ya gelmiş sağlık kontrolünden geçecekti. Sağlık kontrolüne giderek yaptığı haberi ‘Bu hikaye hayatımın bir parçasıydı’ diyerek aktardı.
Kariyerinin giriş, gelişme bölümlerinde yer alan Mauro Icardi eşliğinde İtalyan gazeteci zamanla kendisine büyük bir alan açtı. Sosyal medya hesaplarında milyonlarca takipçisiyle, özellikle transfer dönemlerinde ağzından çıkacak lafa bakılan bir muhabir ve spor gazeteciliğindeki transfer gurusu haline geldi.
“CHECK” ETMİŞTİR!
Gazeteler ve internet siteleri Fabrizio Romano’nun geçtiği bir bilgiyi ‘check’ etmeye bile ihtiyaç duymaksızın kullanır oldu, bu kontrol işleminin zaten yapılmış olduğuna güven duyulur hale geldi. Taraftarlar tuttukları takımdaki gelişmeler için kendisinin atacağı twitleri beklerken, ünlü futbolcular gönderilerine yorum yapıyor, kulüpler transfer açıklamalarında Fabrizio Romano’ya yer vermeyi, ayrıcalıklı bir hal olarak hissediyor.
Küresel transfer pazarı milyarlarca dolarlık bir sektör. 30 yaşındaki Fabrizio Romano’dan bugün gelecek tek bir kelime bu transferleri gerçekleştirebilir veya bozabilir. Çünkü kendisi sadece futbol transfer piyasasını takip eden bir muhabir olmaktan çıktı artık, aynı zamanda onun içindeki bir aktöre de dönüştü. Her ne kadar kendisi ‘Ben bir yıldız değil, bir gazeteciyim ve gazeteci bir aracıdır’ dese de, yaptıkları, içinde bulunduğumuz çağın imkanlarıyla birleşince bu kez kendisi, profili yazılan kişiye dönüştü.
“GÜNDE 20 SAAT ÇALIŞIYORUM”
Futbolda transfer dönemlerinin içerisindeki zaman periyotları Fabrizio Romano’nun en yoğun olduğu anlara tekabül ediyor. İşini severek yapan İtalyan muhabir “Transferler için her gün 20 saat çalışıyorum ve kendimi gerçekten şanslı hissediyorum, bu zor bir iş değil” diyerek devam ediyor:
“Futbolun içinde çalışıyorum. Bu benim hayalim. Dürüst olmak gerekirse, takipçi sayısı açısından bu rakamları görmek biraz garip hissettiriyor. İnsanların sokakta beni durdurup fotoğraf ya da video istemesi beni şaşırtıyor. Bazıları da sizden pek memnun değiller. Bu da benim işimin bir parçası.”
KARİYERİNİN EN GÜZEL ANI
Marc Cucurella’nın geçtiğimiz yaz Brighton’dan Chelsea’ye gidişi, Fabrizio Romano’nun da kariyerinin kırılma anlarından bir tanesiydi. Brighton’ın Cucurella’yı Chelsea’ye satacağını ve anlaşmanın çok yakın olduğunu duyurmasının ardından Brighton kulübü bu haberi yalanlayan bir açıklama yayınladı.
İtibarını tehdit eden bir gelişmeyle karşı karşıya kalan Romano o günleri ‘Yaşadığım duyguları hala hatırlıyorum, oldukça inişli çıkışlıydı’ diye anlatıyor. Bu açıklamanın ardından sosyal medyada saldırılara uğramaya başladı, ancak kendisi kaynaklarına güveniyordu. İki gün sonra transferin gerçekleşmesini Fabrizio ‘Kariyerimin en güzel anıydı’ şeklinde nitelendiriyor.
WATFORD HAYRANI
Fabrizio Romano İngiliz ekibi Watford’a büyük sempati besliyor ve favori kulübünün bu ekip olduğunu dile getiriyor. Bu sevginin kökeni ise 2013 yılındaki Championship play-off’larına dayanıyor. İtalyan gazeteci o sezon Leicester City’ye karşı yaptıkları olağanüstü geri dönüşe tanık olduktan sonra bu ekibin bir hayranı haline geldi.
Play-off yarı final ilk maçını 1-0 kaybeden teknik direktör Gianfranco Zola yönetimindeki Watford, evindeki rövanşta rakibinin kaçan penaltısının devamında geliştirdiği atakla 90+7’de skoru 3-1’e getirerek finale çıkmıştı. Büyük sevgi beslediği bu takımın yeni forma tanıtımında, bir dizi oyuncuyla birlikte yer aldığı video çekimlerine katıldı.
MİLANO’DA KÖŞE KAPMACA
Futbolcu menajerliğinin merkez üslerinden olan şehirde, önemli buluşmaların gerçekleştiği
yerleri her gün arşınlayan Fabrizio Romano, günde elli telefon görüşmesi yapar.
Fabrizio Romano’nun transfer haberciliğindeki gelişimini, büyük ölçüde ülkesinin bu alandaki konumuna borçlu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Futbolcu transferlerinin en önemli ayaklarından futbolcu menajerliğinin gelişkin olduğu ve transfer pazarında önemli bir belirleyiciliği olan ülke İtalya’dır çünkü.
Fabrizio Napoli’den Milano’ya eğitimini de gözeterek taşındıktan sonra, bu büyük şehirde sokak sokak dolaşmaya başlar. Restoranlar, cafeler, barlar ve otellerin lobilerinde, kısacası transfer görüşmelerinin yapıldığı her yere uğrayarak burada birinci elden temaslarda bulunur. Milano şehri bu açıdan bir cennettir çünkü; her gün bir çok futbolcu menajerinin kulüp temsilcileri ve diğer aracılarla görüşmeler yürüttükleri bir yerdir, “Yıllarca her gün şehirde dolaştım, futbol insanlarının buluşacağı her yere gittim” der ve günde elli telefon görüşmesi yaptığını söyler.
Milano’da çalıştığı televizyon kanalında, kendi yaptığı türden haberciliğin duayeni olan Gianluca Di Marzio ile birlikte olması, gelişimi açısından kendisi için bir başka dönüm noktası olur. Di Marzio’nun kişisel web sitesini oluşturmasına yardım eder. Buna karşılık, zanaatının inceliklerini, değerli ipuçlarını toplamak konusunda geleneksel gazeteciliğinin yöntemlerini de burada öğrenir.
DÜNYANIN EN ÇOK KAZANAN SPOR GAZETECİSİ
Fabrizio Romano’nun gelir kaynakları oldukça çeşitli. Yazılı ve görsel basında çalıştığı kuruluşlardan aldığı maaşın yanı sıra ve katıldığı programlardan da kazancı olduğu belirtiliyor. Sosyal medya hesaplarından takipçi ve görüntülenme sayılarına paralel olarak reklam gelirleri bulunuyor. Çeşitli sponsorluk gelirleriyle birlikte İtalyan muhabirin, dünyanın en çok kazanan spor gazetecisi olduğu düşünülüyor.