Son haftalarda Türkiye ve Yunanistan arasında giderek tırmanan gerilim sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaların silahlandırılmasına yönelik sarf ettiği “Ciddi söylüyorum, şaka yapmıyorum. Vazgeçin. Sonu felaket olur” sözleri gündemdeki sıcaklığını koruyor. Yunan tarafından ise tansiyonu düşürecek bir hamle gelmedi. Ancak Yunanistan’ın bu gerilimi yaratma nedeni olabilecek bir bilgi ortaya çıktı.
TÜRKİYE’NİN DOĞU AKDENİZ’DEKİ VARLIĞINDAN RAHATSIZLAR
Ortaya atılan iddiaya göre Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapmış, emekli amiral Alexandrıs Diakopoulos ve Nikos Stournaras tarafından kaleme alınan “Türkiye Stratejik Özerklik Arayışında” isimli raporda; Yunan askeri uzmanlar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’de artan gücünü ve Yunanistan’ın neden endişelenmesi gerektiğini kaleme aldı. Yazının girişinde Doğu Akdeniz’in uluslararası deniz ticaretinin yüzde 25’inin geçiş rotasında bulunduğu ve buraya hakim olan gücün dünyada söz sahibi ülkelerden olacağı vurgulandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli silahlar geliştirerek yeteneklerini artırdığı vurgulanan çalışmada, ” Ankara, oluşan güç boşluğunu doldurmaya ve uluslararası ticaret yollarına hakim olmaya çalışıyor” ifadeleri yer aldı.
“ANKARA, DENİZ YOLLARINA HAKİM OLACAK”
Çalışmada, ” Ankara, Mavi Vatan doktrini aracılığıyla, Avrupa’yı Hint Okyanusu’na bağlayan ticaret yollarının zorunlu geçiş noktası olan Doğu Akdeniz’e ve buna bağlı olarak Güneydoğu Asya pazarlarına hakim olmaya çalışıyor” sözleri sarf edildi. Türkiye’nin kısa vadede uluslararası bir güç haline gelmesinden endişe duyduklarını belirten Yunan uzmanlar, “Türkiye, Karadeniz ve Süveyş Kanalı’ndan Orta Akdeniz’e kadar olan deniz yollarını kontrol ederek, Avrupa’ya giden başlıca doğu transit yollarını kontrol edecek ve tartışılmaz bölgelerarası güç haline gelecektir” dedi. Libya ile imzalanan MEB anlaşmasını hedef alan Yunan uzmanlar, “Bu anlaşmayı Mavi Vatan doktrini bağlamında kullanan Türkiye, sadece Ege’de veya Doğu Akdeniz’de değil, Orta Akdeniz’de de güç sahibidir” sözlerini kullandı.
“TÜM BÖLGESEL MESELELERDE VAR”
Türkiye’nin, Mavi Vatan doktrininin önemine değinilen raporda, Ankara’nın diplomatik çabalarını ve uluslararası hukuk yoluyla haklarını arama girişimini yok sayan sözler sarf edildi. “Doğu Akdeniz’deki güç boşluğunda bölgesel hegemonya talep etmek için ‘sert güç’ kullanımına başvurmuştur” denilen yazıda, Türkiye’nin bölgesel tüm meselelere dahil olduğuna dikkat çekildi. Mavi Vatan vizyonunun kıtalararası bir objektifi olduğuna işaret eden uzmanlar, “Bir zamanlar Osmanlıların elinde bulundurduğu ticaret ve deniz gücünü yeniden kazanmak için Türkiye’nin Akdeniz’de faal olduğunu” vurguladı.
Yeni Şafak’ın haberine göre raporda, Türkiye’nin Batı’yla değişen ilişki biçimi de “eşit şekilde müzakere” etmek diye tanımlanıyor. Türkiye’nin kendisini, ABD, Çin ve Rusya’nın bölgede varlıklarını sağlamaları için anlaşmaya varılması gereken en önemli güç ve ortak olarak konumlandığı belirtildi.
“AFRİKA’DA İSLAM’IN ÖNDE GELEN GÜCÜ OLMAYI HEDEFLİYOR”
Ankara’nın Afrika’da yürüttüğü politikaya da değinilen raporda, “Türkiye, Afrika’da oluşturduğu siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel nüfuzu onun bölgeler arası emellerinin göstergesidir. Ankara, Afrika ülkelerinin Batı’dan kurtuluşunda sömürgecilik karşıtı duruşu yansıtırken, İslam’ın önde gelen gücü olmayı hedefliyor” denildi. Türkiye’nin Müslüman dünya ile olan bağlarını destekleyen hamlelerde bulunduğunu vurgulayan uzmanlar, Erdoğan’ın sömürge sonrası söyleminin Afrika’da etkili olduğunu ve kıtanın Müslüman çoğunluklu ülkelerinde Türkiye’nin etkisini artırmaya yardımcı olduğuna dikkati çekti. Türkiye’nin Afrika’da başarılı bir “yumuşak güç” aracı olarak eğitimi desteklediğine ve yeni bir Müslüman nesil eğittiğine işaret edildi.